Salt Beyoğlu, insan ve hayvan arasındaki ortak yaşamı sinema aracılığıyla tartışmaya açan yeni bir belgesel programına ev sahipliği yapıyor. “Bir Nefesin İzinden” başlıklı seçki, 3 Temmuz’da Andrea Arnold’un yönettiği Cow (İnek) belgeseliyle başladı. Program, hayvanlarla kurulan ilişkileri ve türler arası yaşamı etik, duygusal ve politik boyutlarıyla ele alıyor.
Salt’ın Açık Sinema alanında izlenebilecek olan seçki, “animal” kelimesinin kökeninde yer alan Latince “anima” (nefes/ruh) sözcüğünden ilhamla, yaşamın farklı türler arasında nasıl paylaşıldığına dair sinematik bir iz sürüyor. İnsan merkezli değer sistemlerini sorgulayan yapımlar, izleyiciyi empati ve sorumluluk kavramları üzerine yeniden düşünmeye davet ediyor.
Programın açılış filmi Cow, bir süt ineğinin gündelik yaşamını dramatize etmeden, onun göz hizasından anlatıyor. Arnold’un sade ve doğrudan anlatımı, izleyicide güçlü bir duygusal etki yaratırken, çiftlik hayvanlarının görünmez yaşamlarına dikkat çekiyor. Yönetmen, bu filmle “bir hayvan olmanın nasıl bir şey olduğunu anlamayı” amaçladığını belirtiyor.
Seçkide yer alan bir diğer yapım ise 5 Temmuz’da gösterilen Butenland. Marc Pierschel’in yönettiği bu belgesel, bir mandıracı ile bir hayvan hakları savunucusunun birlikte dönüştürdüğü geleneksel çiftliğe odaklanıyor. Hayvanların nesneleştirilmeden yaşayabildiği bu sığınak, izleyiciye hem etik hem de pratik açıdan alternatif yaşam biçimlerini sorgulama fırsatı sunuyor.
“Bir Nefesin İzinden” programı, 17 Temmuz’da Kala Azar ve ilerleyen günlerde My Garden of a Thousand Bees (Bin Arılı Bahçem) gibi yapımlarla devam edecek. Salt Beyoğlu’nda gerçekleştirilen bu seçki, izleyicileri yalnızca doğayı değil, kendi insanlık tanımlarını da gözden geçirmeye çağırıyor.