Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 38. Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davanın ikinci duruşması, bugün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüyor. Dava, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegelerin kurultaya ilişkin şaibe iddialarıyla gündeme gelmişti. Davacılar, kurultayda delege iradesinin rüşvetle yönlendirildiğini ve bu nedenle hem 38. Olağan hem de 21. Olağanüstü Kurultay’ın iptal edilmesi gerektiğini savunuyor. Dava kapsamında mahkemenin “mutlak butlan” kararı verme olasılığı, CHP içinde ve kamuoyunda ciddi tartışmaları beraberinde getiriyor.
“Mutlak butlan” kararı alınması durumunda, 2023’te genel başkanlığı Özgür Özel’e devreden Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahkeme kararıyla parti yönetimine geri dönmesi mümkün olabilecek. Bu ihtimale karşı, CHP Genel Merkezi, süreci “siyasi” olarak nitelendirerek mahkemenin böyle bir karar veremeyeceği görüşünü savunuyor. Ancak olası bir butlan kararı sonrasında Kılıçdaroğlu’nun yeniden göreve gelmesi, partide derin ayrışmalara yol açabileceği gibi, yönetim içinde kriz yaratma potansiyeli de taşıyor.
Parti yönetimi, dava sürecini boşa çıkarmak amacıyla 39. Olağan Kurultay’ı hızla toplayarak, temyiz süreci boyunca yürütülecek bir yeni kurultayla davanın konusuz kalmasını hedefliyor. Buna karşılık, Kılıçdaroğlu’nun “kayyuma teslim etmemek” gerekçesiyle partinin başına geçmeye kararlı olduğu, ancak yeni bir aday çıkarmayacağı ve süreci güvenli bir limana ulaştırana dek yöneteceği belirtiliyor. Bu sürecin uzun vadede bir, bir buçuk yılı bulabileceği tahmin ediliyor.
Parti içi kaynaklara göre, iki lider arasında uzlaşma sağlanamaması halinde, mahkeme kararı sonrası partide bölünme yaşanabileceği, yeni bir siyasi oluşumun gündeme gelebileceği dile getiriliyor. Genel merkez ve il başkanlıkları üzerinden oluşabilecek bir ayrışma, Özgür Özel’in yeni bir siyasi hareket başlatmasıyla sonuçlanabilir.
Öte yandan, iktidar cephesinde davanın Eylül ayına kalması daha olası bir senaryo olarak görülüyor. AKP’nin YSK temsilcisi Recep Özel, mahkemenin mutlak butlan kararı veremeyeceğini savunarak, YSK kararlarının bağlayıcılığına dikkat çekiyor. Ancak dava sonucunda çıkabilecek herhangi bir karar, sadece CHP’yi değil, Türkiye’deki siyasi dengeleri de etkileyebilecek önemli bir dönüm noktası olma niteliği taşıyor.