Sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter), Türkiye'de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) aldığı hesap engelleme kararlarına karşı yasal itiraz sürecini bir adım ileri taşıyarak, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Platform, içinde gazetecilerin, yazarların ve siyasi yorumcuların da yer aldığı toplam 126 hesabın engellenmesine dair karara itiraz ettiğini açıkladı.
X, resmi açıklamasında kullanıcılarının ifade özgürlüğünü küresel ölçekte korumaya kararlı olduklarını belirtti. Açıklamada, “Kullanıcılarımızın ifadelerini savunmak için mevcut tüm yasal yolları kullanmaya devam edeceğiz” ifadesine yer verildi. Şirket, bu tür müdahalelerin yalnızca bireysel hakları ihlal etmediğini, aynı zamanda kamuoyunun bilgiye erişim hakkını da tehdit ettiğini savundu.
Geçtiğimiz günlerde platform yine Global Government Affairs adlı resmi hesabından yaptığı başka bir açıklamada, Türkiye’de 700’den fazla hesabın engellenmesine yönelik mahkeme kararlarına da itiraz ettiklerini duyurmuştu. X, bu kararların hukuka aykırı olduğunu ve milyonlarca Türk kullanıcının haber alma özgürlüğü ile demokratik söylemlere erişiminin önüne geçtiğini öne sürmüştü.
X’in bu adımı, Türkiye’de dijital haklar ve ifade özgürlüğü tartışmalarının merkezine oturmuş durumda. Sosyal medya platformları üzerindeki yasal denetim ve içerik kısıtlamalarına yönelik artan eleştiriler, özellikle seçim sürecine giden ülkelerde daha da yoğunlaşmışken, X’in Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu, bu konuda bir emsal teşkil edebilir.
BTK’nın engelleme kararları ise kamu düzeni, milli güvenlik ve bireysel hakların korunması gibi gerekçelerle savunuluyor. Ancak kararların kapsamı ve hedef aldığı hesapların niteliği, bu gerekçelerin orantılılığı konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor.
X’in hukuki süreci takip edilirken, dijital haklar, ifade özgürlüğü ve platformların sorumlulukları gibi temel konular Türkiye’deki dijital siyaset gündeminin ön sıralarında yer almaya devam ediyor. Anayasa Mahkemesi’nin vereceği kararın, hem Türkiye’deki sosyal medya düzenlemeleri hem de uluslararası platformlar açısından önemli sonuçlar doğurması bekleniyor.