PKK’nın fesih kongresi sonrası, hükümetin “Terörsüz Türkiye” başlığıyla yürüttüğü sürece dair ilk kurumsal adım Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) geldi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, mecliste sürece yönelik bir komisyonun kurulması için resmi temaslara başladı. Bu gelişme, PKK’nın silahlı faaliyetlerine son verme sürecinde “yeni bir aşamaya geçildiği” şeklinde değerlendiriliyor.

Komisyon kurulmasına dönük hazırlıkların ardından dikkat çeken bir diğer adım ise DEM Parti’den geldi. Eski eş genel başkanlar Pervin Buldan ve Mithat Sancar’dan oluşan İmralı heyeti, sürecin devamı niteliğindeki görüşme trafiğine başladı. Heyet, hem iktidar hem de muhalefet kanadıyla temasa geçerken, süreç boyunca Abdullah Öcalan’ın tutumunu aktarma ve geri bildirim sağlama rolünü üstleniyor. DEM Parti kaynakları, bu görüşmelerin Öcalan adına yürütüldüğünü belirtiyor.

Buldan, 26 Haziran’da TBMM Başkanı Kurtulmuş ile yaptıkları görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, sürecin kritik bir eşiğe geldiğini vurguladı. DEM Parti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşmeler gerçekleştireceğini, ardından İmralı’da Öcalan’la temasa geçileceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise NATO Zirvesi dönüşünde, sürecin “sorunsuz ilerlediğini” ifade etti.

Edinilen bilgilere göre, ilk somut gelişmelerden biri olarak Temmuz ayının ilk yarısında PKK’ya ait ilk silah bırakma görüntülerinin kamuoyuyla paylaşılması planlanıyor. Bu gelişmenin, Meclis’te kurulacak komisyonun çalışmalarıyla eş zamanlı yürütülmesi hedefleniyor. Sürece dair taraflar arasında yürütülen diplomatik görüşmelerin ardından, siyasi liderlerin İmralı ile kurulacak temasın içeriğine dair bilgilendirilmesi bekleniyor.

Öte yandan, heyetin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşeceği kesinleşmiş durumda. Bahçeli ve Özel ile yapılacak görüşmelerin takvimi ise henüz netleşmedi. DEM Parti kurmayları, bu temasların ardından yeniden İmralı’ya gidilmesinin ve Öcalan’ın sürece dair yaklaşımının paylaşılmasının gündemde olduğunu belirtiyor. Sürecin geleceği açısından, bu karşılıklı bilgi alışverişinin belirleyici bir rol oynayacağı öngörülüyor.