Suriye’nin kıyı bölgesinde 6 Mart’tan bu yana devam eden çatışmalarda yüzlerce sivilin hayatını kaybetmesi, Türkiye’deki Alevi toplumu ve sivil toplum kuruluşları arasında büyük bir endişe yarattı. Özellikle Alevi sivillerin infaz edildiğine dair iddialar, Türkiye’deki Alevi dernekleri ve kanaat önderleri tarafından tepkiyle karşılandı.
Türkiye’deki Alevi örgütleri, İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa gibi büyük şehirlerde eş zamanlı basın açıklamaları yaparak, yaşananlara dikkat çekti. Sanatçılar, gazeteciler ve aktivistlerin de aralarında bulunduğu 200’e yakın isim, “Suriye’deki Alevi Kıyımını Durdurun!” başlıklı bir kampanya başlattı. Konuyla ilgili konuşan Alevi kanaat önderleri, Suriye’de yaşananların medyaya yansıyanlardan çok daha geniş bir boyutta olduğunu savundu.
Alevi Kültür Dernekleri ve Alevi Bektaşi Federasyonu yetkilileri, çatışmaların yayılma ihtimali karşısında Türkiye’deki Alevi toplumu içinde de tedirginliğin arttığını belirtti. Türkiye Alevi Federasyonu Genel Başkanı Zeynel Abidin Koç, Suriye’de azınlık grupların tehdit altında olduğunu ve uluslararası toplumun bu duruma sessiz kaldığını ifade etti. Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz ise yaşananları "soykırım" olarak nitelendirerek, demokratik Alevi örgütleri olarak süreci korku ve panik içinde takip ettiklerini söyledi.
Türkiye’de Alevi sivil toplum kuruluşları, Suriye’deki Alevi siviller için insani yardım koridorlarının açılması ve sığınma taleplerinin değerlendirilmesi yönünde Ankara’ya çağrıda bulundu. Ancak hükümet yetkilileri, konuyla ilgili yaptıkları açıklamalarda bu durumu bir mezhepsel çatışma çerçevesinde değerlendirmekten kaçınarak, bölgedeki tüm grupların korunmasına yönelik bir politika izlediklerini belirtti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, olayları herhangi bir mezhebe veya dini gruba mal etmenin yanlış olacağını vurgularken, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise Türkiye’nin tüm etnik ve dini gruplara kardeşlik siyasetiyle yaklaştığını ifade etti.